Her yıl, Türkiye’de 9 bin kişiye, Avrupa’da ise 175 bin kişiye mesane kanseri tanısı konuyor.
Ancak uzmanlara göre, mesane kanseri yeterince tanınmıyor, bu yüzden de tedavide geç kalınıyor.
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Esen, “Erkekler için ilk 5 kanserden biri, 4. sırada ancak konuşulmuyor. Mesane kanserinin en önemli sebebi tek başına sigara. Hastaların her türlü kanamayı, ikincisini beklemeden hekime taşımaları çok önemli” diyor.
Mesanede tespit edilen tümörlerin neredeyse tamamı kötü huylu. Ancak bu tömürlerin dereceleri olduğunu belirten Dr. Esen, “Adeleyi tutmamış olanlarda bütün amacımız mesaneyi korumak. Mesane adelesini tutmuş tümörlerde çoğu zaman mesaneyi kaybettiğimiz tedavilerle karşılaşılıyor” diye konuşuyor.
İleri seviye mesane kanserleri içinse artık immünoterapi de uygulanıyor. Kemoterapiye rağmen tekrarlayan tümörler için immünoterapi uygulandığını aktaran Prof. Esen, şöyle konuşuyor:
“Bağışıklık sisteminin tümör hücreleri tarafından devre dışı bırakıldığı mekanizmaların asal vazifelerini yeniden o tümörle boğuşmak ve mücadele etmek şeklinde geri kazanabildikleri bir mekanizma. Standart kemoterapiye göre yan etki profili de daha uygun.”
Ağızdan uygulanan tedavi yöntemi, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserli hücrelerle daha etkin mücadele sağlıyor.